12 Ekim 2014 Pazar

kornalar çalınmalıydı kulağımıza biz beklerken devam etmeliydik bir yerlere 
kabataş varamadan beşiktaşa biz çoktan üsküdardaydık oysa bilmeden bu yerlerde
bu yerlerde üsküdardaydık aslında veya değildik farkında mısın ben değildim
ne fark eder üsküdardayız diyelim ellerimizi yüzdürelim, bir manzara beğenelim
ellerimiz bir resim çizmeliydi çerçevesiz ve sonsuz, sütunsuz ve duvarsız manzaramız
senden geçmeliydim denize ulaşmadan evvel, sana uğramadan yollar çok uzun
deniz çok uzaktı, deniz çok derindi, deniz çok rüzgarsız
bir şeyler yapmalıydık, kuşlar uçmamalıydı biz gelmeden, biz olmadan biz gelmemeliydi
vapurlar mesela geçmeliydi boğazımızdan, yalnız ılık bir şiir eşliğinde
şiirler bırakmamalıydın ardında, bir şeyler yapmalıydım bu böyle kalmamalı
yine durağan bir havadayız, üşümenin alemi yok, yine bir şey yapamadık işte
sen oradasın, bırakmadığım yerde, bırakmasan beni ya böylesi kalabalık bir yolda
tamam kabul olmadı, kabul ediyorum olamadım, sen olamadım yahut başka şeyler oldu
biraz daha olamazsam gözlerim kaybedecek karasal iklimi ve olağanca vakarını
yazlarım kuru ve sıcak, belli ki kış soğuk ve yağışlı geçecek
dün böyle bitmemeliydi aslında çok düşünüp az yaşayarak ve çok vakit harcayarak
sevmiyorum bazı şeyleri kabul ediyorum zaten hiç olamadım her şeyi sevebilen bir adam
iyi bir adam olamadım, titreyebilir ellerim, korkmayın kötü değiller sesim kadar
senin kadar sen olmalıydım belki de böyle de düşünülebilir ama kabul etmiyorum bunu 
bir yerlerden bulmalıyım seni, üsküdarın bu değil senin başka bir yer olmalıydı
bir yerlerden bulmalıydım neresi biliyorum ama neden de bilmiyorum söyleme de zaten
vitrinime koymalıydım seni, dantelaların akmalıydı saçlarından, işte bak bu güzel bir düş

tozunu almalıydım her gün, her düş bir daha düşünmeliydik ne de çabuk unuttuğun dünleri

s.