Zavallıydı, çok zavallı… Havanın kararmasına sevinecek kadar zavallıydı. Acınmaya değmeyecek kadar zavallı belki de. Daha da zavallı olduğu zamanlar olmuştu elbet, yeni bir şey olmasa gerek bu onun için.
Bilmemesi gerek şeyleri bilen, duymaması gereken şeyleri duyan, görmemesi gereken şeyleri görendi, o zavallıydı. Böylesi durumda olan insanlara üzüntü duymaktan ve korkuyla bakmaktan öte bir şey yapılmaz. Böylesi bir insan gördüğün zaman üzülürsün ki acınması gerektiği halde acınmamıştır. Böylesi bir insan gördüğün zaman korkuyla bakarsın çünkü kimse bilemez yarın ne olacağını. Yarın güneşin doğup daha sonra tekrar batması kadar ucuz değildir, hafife alınası değildir, göz ardı edilecek değildir. Yarın kocaman bir boşluktur insana ötesinin ne olduğu bilinmeyen. Uçurum kenarı gibidir belki çiçeklerle bezeli gözüken dibinde çıyanların oynaştığı. Belki yine çiçeklerle dolu bir tepeciktir ötesinden ışıklar sızan ancak bilemezsin arkasından güneş mi doğacak yoksa ciğerlerini eritecek sönmez bir har mı var.
Ne kadar da acizdi, ne kadar da aptaldı. Ateşe uçan kelebekler de aptaldı belki de öleceğini bile bile o da gitmişti ateşin bağrına. Yok yok daha neler! Kelebek yandıktan sonra pişman olmaz. Ki pişman olmaya ne canı yeter ne de zamanı. Kelebek kelebektir. Bir günlük bir hayat. Aptallar pişman olur, kelebekler aptal değiller ki. Hem kim diyebilir ki ateşin o içten sıcaklığı güzel değildir? Kimse. Ateşi bir kere dahi gören kimse bunu inkar edemez. İnkar edenler aptaldır, kelebekler inkar etmezler bunu ve giderler ve yanarlar ve aptal değildir kelebekler.
Ateş mi? Ateş ya, ne güzeldir. Hangi ateş söyler ki yakacağını seni? Ateş konuşmaz çoğu zaman. Ha konuştuğu da vardır elbet. “Sen canını yakacağım son insansın.” der gibi gelir ışıl ışıl dalgalanan entarisiyle. Belki de demiştir. Sahi ateş der mi hiç öyle bir şey? Ateşin sözüne güvenmek gerekir mi? Kelebekler basit canlılar yahu ateş ne derse o. Kelebeğin işi bu, düşü bu. Kelebeklerin aklı ne kadar çalışır ki ateşte yandıktan sonra? Hayır hayır kelebekler aptal değiller tabi ki, bunu ima etmedim bile. Kelebekler ima etmeyi sevmezler. Kelebekler, basit canlılar diyorum ya sana. Ateşe uçmaktan başkasını bilmezler. Uçsa güneşe doğru uçardı yoksa öyle değil mi? Ne münasebet! Kelebek ateşini gördükten sonra yönünü çevirmez, güneşe bakmaz, yere dahi bakmaz, bakamaz. Ateşe göre ne var? Buna inanır mı bilinmez. Kelebek gelir kendini ateşe atar da ateş ne parlar bu duruma karşılık ne de söner.
Ateş hala güzeldir, sallanır durur entarisi ışıl ışıl...